Merhabalar,
Kore'ye yolculuğum sonra ilk gün yaptıklarım derken ilk günümü anlatarak başlayabilirim diye düşündüm. O zaman Kore günlüğümün ilk gününe başlıyorum.
29 Ekim’de Bursa’dan başlayan bir yolculukla yollara düştüm. Uçak saatimiz 17,30 olmasına rağmen uçağı kaçırırım korkusuyla sabah 07.30’ a İstanbul için biletimi aldım.Otobüs yolcukluklarına alışkın olduğumdan yol su gibi geçti. Tek bildiğim yol metro ile ilk defa Atatürk Havalimanı’na gittim. Gönüllü arkadaşlarımda oradaydı ve bu benim ilk yurtdışı seyahatim olacaktı yalnız olsaydım büyük ihtimalle daha da tedirgin olurdum. Uzun bir süre bekledik Check-in yaptırmak için gişeler bile açılmamıştı.
![]() |
Uçakta verilen 1. yemeğimiz |
Saat 13.00 gibi check-in sırasına girdik. Erken gitmek önlerde olmamıza yaramıştı. Saat 15.00 gibi de pasaport kontrolü geçmiş olduk. Valizlerimiz için verilen 23kg sınırını aşmadığımız için hepimizin içi rahatlamıştı. Koltuk numaramızı da aldık. ‘15B’. Kore’ye giderken oturduğum koltuk.
Uçak saati geldiğinde biletlerimiz kontrol edilerek içeri girdik. İlk uçak yolculuğumu Kore için yapıyordum. 9 saat sürecek bir yolculuk saat 18.00’de başladı. Asiana Havayolları ile uçuyorduk ve rahat ve güler yüzlü geçen bir yolculuktu.
![]() |
2.Yemeğimiz |
Kore’ye indiğimizde saat 09:42’yi gösteriyordu ve çoktan 30 Ekim olmuştu.Tur rehberimiz Kevin Bey bizi karşılamaya gelmişti. Incheon Havalimanı… İşte sonunda ordaydık. Hemen aileler haberdar edildi ve bizim için gelen tur aracına koştuk. İnanılmaz rahat ve güzel bir araçtı. Aynı şekilde Şoför Bey’de çok güler yüzlü bizi merhabalarla karşılayan birisiydi.
Birine,Koreli birine Kore’de ‘annyeonghaseyo’ demek… İşte böyle kelimelerin büyüdüğü gibi hissettiklerimde kocaman musmutlu şeylerdi. Daha sonra Busan’a hareket ettik. Uzun bir yolculuk bizi bekliyordu. Mola yerinde ilk 우유(uyu) süt deneyimimizi yaşadık. Dizilerde görüp hep merak ettiğimiz..
Mola yerinde dikkatimi çeken bir başka şey daha oldu hatta döndüğümde dahi herkese anlatıp şaşırmalarını keyifle seyrediyorum :D. Aslında Kore ile ilgili araştırma yapanların bildiği bir şey... Meyve ve sebzeler ateş pahası.

Ayrıca hemen ayaküstü atıştırabileceğiniz sokak lezzetleri filan doluydu.
Balık pazarının size 'Hoşçakal' diyen kapısı. Ön tarafında da 'Hoşgeldiniz' yazıyordu.
|
Hemen sonra yola devam ettik ve Busan'a ulaştık. Busan şehri Kore Savaşı sırasında en önemli şehirlerden birisi imiş. Çünkü Kuzey Kore Busan hariç bütün şehirleri ele geçirmiş. Kore Savaşı boyunca başkent burası olmuş. Busan'ın gemi ile Japonya'ya 2 saat uzaklıkta olduğunu da öğrenmiş olduk. Bu bölgede birçok ünlü alışveriş mağazası <Lotte gibi> olduğu için Japonlar alışveriş için çok fazla geliyorlarmış. Busan'da ilk gittiğimiz yer 'Jagalchi Balık Pazarı' idi. Binbir çeşit deniz canlısıyla burada karşılaşabilirsiniz.Cidden.. Üst katta taze balıkları yiyebileceğin restoranlar vardı. Hepsi yan yana farklı restoranlar. Koku bence alışmayan için baya ağırdı. Tur programı değil de kendim gitmiş olsaydım kesin değişik bir şeyler denerdim orada.
Kurutulmuş birçok deniz mahsülü vardı bize de yemekler sırasında meze olarak getirmişlerdi. Tek denemediğim mezeydi minik balıkların gözlerini görüyormuş gibi olunca yiyemedim :D
Kore'de bu şekilde insanlara eğlendirerek ve güldürerek para toplayan 할머니 ler -mi desem aslında o kadar da yaşlı göstermiyor ama :D -var. Türkiye'de görmeye alışmış olmadığımız bir şey daha çünkü biz de genelde dilenme şekilde yapılan bu durum Kore'de müzik eşliğinde eğlendirilerek yapılıyormuş.
Kimchi tabi ki olmazsa olmazlarımızz :D
Pilavlar ise yine farklı farklı tadlandırılmış gibi gözükse de malesef beklediğim olayı bulamadım. Hepsinin tadı aynıydı :D Şimdi ki aklım olsa aslında sadece sade pilav alıp tteokbokki sosu dokup yerdim...
Restoran aslında bir alışveriş merkezinin üst katındaydı. Burası da o restoranın karşındaki evler. |
Yemeklerimizi yedikten sonra otelimize geldik. Otele gelmekle tabi ki günümüzü bitirmedik. Kore'ye gelmişiz o kadar :D. Bana sorarsanız bir gezinin en güzel yanı(turla yapılan bir gezi) kafana göre gezebileceğin hatta azcık kaybolabileceğin anlar. Turlarda da tabi ki rehberin sizi vereceği sadece yerli kişilerin bildiği bilgiler çok değerli. Biz de o yüzden otele yerleşir yerleşmez Haeundae plajını keşfe çıkmaya karar verdik :D
![]() |
Goa Kore'nin bizim için hazırladığı hediyeler ve odamız :) |
Gecenin en eğlenceli anı hepimizin Soju deneyimleri :) Hemen 24 saat açık kore marketlerinden biraz abur cubur biraz da soju alıp denedik. Benim damak zevkime uydu açıkcası. Tadını deneyimlediğim alkoller arasından tekilaya benzetebilirim sanırım. Tam ortada duran beyaz bardaklarda marketlerde satılıyordu böylece usulüne göre içmiş olduk :D Ayrıca abur cubur konusunda da ilk atışta lezzeti yakalamıştık sonraki akşamlar için de bu patates cipsli abur cubur favorimiz oldu. Bulamadığımızda filan baya üzüldük :D
Okuyacak arkadaşlar için umarım eğlenceli ve hayalleri tazeleyici bir yazı olur. Çok geç gelen bu yazı için okuyan arkadaşlarım yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen ^^